"Biz ise yokluğumuz ile varlığımız arasında sıkışıp kalmışız sadece."



Bu akşam yeniden, yeniden kapatmaya korkuyorum ışığı. Göreceklerimden değil; göremeyeceklerimden korkuyorum sadece. Yine kocaman bir yokluğa sürüklendim, kalkmak için nelerden vazgeçmem, neleri yoluna koymam gerektiğini göremiyorum. İçimden gitmek geliyor yeniden.

Gene çılgınlar gibiyim, yalvarışlar içindeyim. Büyük suçlar altında ezilirken, diğer yandan suçların sonucunu da yine ben çekiyorum.

Peki aşk neydi? Bile bile kaybolmak mı gözlerinde, yoksa bir hiçliğe kapılmak mı yokluğunda...

Keşke sen benim sonsuz masalım olsaydın, bende senin mutlu sonun. Ne yazıktır ki acıtır sevda yürek yanınca, sakın sen de benim gibi yanma.
"Başta vermen gereken kararları, sona bırakanların dünyasında yansımalar karanlıkta kalır."



Yağmur kokusu kadar saf duygular bile uzak kalmıştı bu gece. Çünkü bu gece biraz daha kaybolmuştum senden. Ben hala gidemezken sen nasılda uçmuştun uzaklara...

Güneşin bile bulutlardan utanarak saklandığı günlerden birinde, bir elimde sigara ve kahvemle yine düşlerim seni. Hiç bir zaman yakmazsın canımı.

Şiirler yazılmaktan sıkılmaz adına, peki ya sen? Sen korkar mısın, sessizce kaybolan notalardan. Sonsuza dek kalbimde bir daha aynı notalar çalamayacakken. 


Nasıl unuturum beni hiçliğe bırakışını... 


"Bende artık ne yağmurlar ne fırtınalar sürüyor, bomboş kağıttan uçaklar. Düzen içinde kocaman bir düzensizlik benim hayatım."
mevsimler ile ilgili görsel sonucu

Her şey güzel olacak derken bile yalan söylüyoruz kendimize. Ruhumuz kapılmışken rüzgara, ne esişini hissediyor kalbimiz ne de sessizliğini. Varsa yoksa boş hayallerimiz, belki kovanın dibindeki su belki de okyanuslar gibi. Yırtılmış sayfalar arasında, kaybolan kelimeler. O ve siz gibi.

Artık ne onlar için ağlayabiliyoruz ne de kendimiz. Elde kalan bir kaç fotoğraf belki... Anılar silikleşmez ama kaçmayı da bilmezler. Hep bir pencere açık kalır, ne güneş doğar ne batar. Mevsimler geçer sadece...