Yeni ve güzel bir hikaye yazabilmeyi çok isterdim. Ancak yıllar sonra yeniden boş bir sayfanın karşısına oturmanın heyecanı ile sadece içimden gelenleri kelimelere dökmek istiyorum.
Aslında içimden ne geldiğini de bilmiyorum. Yıl 2025 ve ben kendi evimde loş ışığın altında tek başıma oturmuş sadece düşüncelere dalabiliyorum.
Dalabiliyor muyum peki düşüncelere ?
Tabi ki defterlere bir şeyler karalamaya devam ettim bu sürede ve tabi ki kendimden uzaklaştım fazlasıyla. Son 3 senede kim olduğumu unuttum, kendimi unuttuğum derinliklerde aldığım kilolarla yüzeye çıkmaya çalıştım.
Ve sanırım sonbaharın sonlarına gelirken bunu başardım.
Önce derim çatlamaya başladı, acısını hala hissedebildiğim yaralar bıraktı karnımda. Sonra yalnız geçirdiğim her gecenin karanlığında bir kez daha düşündüm, ben ne yapıyordum ? Önce yaşadığım ev yabancılaşmaya başladı, sonra aynanın karşısına geçince kendim. Yapmayı sevdiğim şeyleri neden geride bırakmıştım ki?
8 senedir kalbimde yanmasını bekleyen o ışığı bekledim her gün ve her gün tırnaklarım kanarcasına kazıdım bir umut var mıdır diye. Sonra durup düşündüm, sabahın 5i ve güneş bile doğmamışken tekrar tekrar düşündüm.
O an geldiğinde çok rahatlamıştım, kapıyı kapatıp çıkarken çok rahatlamıştım. Kendi kendime ama kendime kurmadığım o hayatın kapısını kaparken.
8 senede kaybolan hislerimin ve her şeyin üstüne 1 sene bekledim.
Bir ara yine kandım ama kendimi asla suçlamadım. Peşinden de gitmedim o tepelerin ardındaki yollardan yürümeye çalışanların ve 354 gündür hiç ağlamadım.
Sonra o şarkıyı buldum "Charmed". Artık ne olursa olsun dinlemeye hazır hissettiğim, belki sadece bir hayal belki de gerçekleşmesini dilediğim günler gibi. Bir yerlerde olabileceğini unuttuğum ya da reddettiğim. Şimdi ayağa kalktım ve yürümeye başladım, bu seferki zorla kendimi inandırmaya çalıştığım türden bir yolculuk değil.
Sonucu ne olursa olsun daha farklı gülümseten ve yeniden kendime inanmamı sağlayan. Sonuçta kalktım artık ve yürüyorum, bazen tökezlesem de..

