Sonsuza Kadar Bekleyebilmek

, , 2 comments
"Ve yenilgileri başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın
Ve her şeyi, bugünü düşünerek yaşamayı da öğrenirsin.
Çünkü yarın ile ilgili her şey belirsizdir.
Ve geleceklerin uçuşun ortasında düşmek gibi huyları vardır. 
Bir süre sonra güneş ışığının yakıcı olduğunu öğrenirsin, eğer fazla maruz kalınırsa.
Bu yüzden başka birinin sana çiçek getirmesini beklemeden kendi bahçeni yarat ve kendi ruhunu süsle.
Ve göreceksin ki dayanacaksın, kuvvetlisin
ve değerlisin
ve öğreneceksin ve öğreneceksin her hoşçakal dendiğinde öğreneceksin"

Bugün yazıma çok sevdiğim Didoşumun, ne zaman okusa aklına benim geldiğim yazısını paylaşarak başlıyorum. 20 yıldır aldığım en anlamlı hediyelerden biri oldu benim için. 

Ruhun eziklikleri içinde, büyük bir kurtulma çabası göstererek ilerlerken yollarda. Aslında fazlasıyla kendimi bulduğumu fark etmeme yardım eden bir insan oldu. Belki de yıllardır kuramadığımız o özel bağı 2 haftadır, özel olarak yaşamaya başladık. 

Her insan özünde özeldi zaten ama canım kuzenimle biz daha da özeldik. Zor zamanımızda, birbirimize aslında ne kadar da benzediğimizi belki yeni değil ama net bir şekilde anlamaya başladık. 

Dün hayatı bir kenarı koyduk birlikte, en güzel sohbetlerin yapıldığını geç de olsa anladığımız "güzel kafalar, kurtarır dünyayı" masamıza oturduk. Saatlerce yeniden birbirimizi tanıdık ve yeniden hayata bağlanabilmeyi diledik. 


Bir çok insandan daha farklıydı yarattığımız dünyalar ama ikimizin kümesinin kesiştiği birden fazla yara vardı içimizde. Üzüldüğümüz olaylar ve insanlar birbirinden oldukça farklı ancak yarattığı yıkım bir o kadar karamsar ve acı vericiydi. İnsana dünya da yalnız olmadığı hissi yaratan bir içtenlik kattı. 

Bu sene yenildiğim ne varsa, gözlerim dola dola anlatırken karşımdaki insanın ilk defa beni bu kadar iyi anladığını içimde yaşadım. Aynı olayı bir kaç hafta belki de bir ay önce ağlaya ağlaya gittiğim kadıköy sokaklarında Büşra ile Eren'in peşimden koşarak. "Helal olsun kardeşime, şimdi istediğin kadar ağla" diyip sarılmaları. Hatta koşarak Hazal'a sarıldığım ve saatlerce ağladığım, gece ne kadar sevmese de benimle bir abla şefkatiyle uyuduğu zaman gibi yaşadım. 


Bu süreçte güzel insanlar toplamış olduğumu bir kez daha fark ettim. Hepsiyle aramda kırılması zor bir güven duygusu oluşmuştu. Kimine kolay gelecek bir dönemi, psikoloğumun tabiriyle bir "travma" olarak geçirdiğim bu dönemde yanımda olan herkes. Tek bir acı yanı vardı ve defalarca kendime kızmama neden olan; hepsi ne kadar yanımda olursa olsun, yüreğimle, ruhumla ve bedenimin tüm parçalarıyla sevdiğim adamın yerini bir kez bile dolduramamış olmalarıydı. 

Gerçi en yüce sevgileri hak eden kişiydi karşımdaki nasıl sevemezdim ki ve kim nasıl yerini doldurabilirdi onun. 

Yeni bir yıla onsuz girmenin getirdiği acıları, birer birer satırlara dizerken; bütün hayat kavgamda yaşadığım ne varsa, onu özlememe engel olamadı yine. 

Dün yaptığım bu güzel konuşma beni güçlü ilerlemeye itse de, zamanın ilerlemesi sadece onu özlememe neden oldu. Tüm ışıklar söndü bir anda, mumlar yandı ve aynı zamanda ruhumun aynası parladı gözlerimde. Tüm sesler kayboldu birden, tek düşündüğüm o olmuştu. Güzel ve kötü (her ne kadar çok kötü anımız olmasa da) ne kadar anı varsa gözlerimin önünden geçti. 

Hafif tıngırdarken kafamız kalkıp, soğuğun içinde kol kol yürümeye başladık. Zihnimiz o anda boştu aslında ne mutlu ne de mutsuzduk. Gecenin bitmesinin boşluğunu yaşıyorduk sadece. Yine kendi kendimize kalacağımız köşelerimize geri dönüyorduk. 

Aslında ölümden korkmuyordum dönerken her şeye göğüs germiştim ancak tek korktuğum ölümden sonra en güzel sözlerin ve yarım kalmışlıkların getirdiği pişmanlıkların kulağımda çınlayacak olmasıydı. 

Karanlığın içinden geçerek, yine kapkaranlık eve geldim. Dayanamadan bir sigara sardım ve derin düşüncelerin içine daldım. 


Yeni bir yıldı ertesi gün beni bekleyen, yeni bir sayfaydı hayatımda. Geçmişti zaman ve ben çok sevmiştim onu, biliyordum ki aynı şekilde bir zamanlar bende çok sevilmiştim tarafından. Bir çok şeyi göremedim belki hayal kırıklığına uğrattım seni ama sevgin hala kalbimde atmaya devam ederken bir türlü bırakıp gidemiyorum. Defalarca nefret edeceğim senden ve nefret ettikçe daha çok seveceğim. Tek korkumdu hayatımdan çıkıp gitmen ve gerçek oldu. Şimdi de tek korkum bir daha seni göremeyeceğim kadar uzaklaşman benden ve ben korkmaya devam ettikçe gerçekleşecek olan. 

Ne olursa olsun ben yine senin sevdiğin o kızım ve ne olursa olsun, senin için canım yansa da yapamayacağım şey yok. Tek dileğim, lütfen benden seni unutmamı isteme. Çünkü yüreğim bir tek sana kapandı ilk defa ve ben umutsuzca yeniden güzel ve doğru kararlarla senin geleceğin günü beklemeye devam edeceğim bu yeni yılda...


2 yorum:

  1. Gerçekten güzel insanlar toplamışsın/biriktirmişsin. İmrendim inan. Ben iyi ya da kötü HİÇ yapamıyorum onu :) Girişteki şiir mi yazı mı emin olamadığım cümleler şahaneydi. Diğer ve en önmeli konuya gelince, ne yazarsam yazayım havada kalacak. Tek bildiğim aşkın acısını, onun yokluğunu çekerken bile için için mutlu olduğumuz. O duyguya sahip olduğumuz için övündüğümüz... Sevebildiğimiz için, böylesi hissedebildiğimiz için kalbimizle onur duyduğumuz. Yeni yılın kutlu olsun. O'nlu olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel sözlerin, desteğin ve yazılarıma gösterdiğin ilgi için çok teşekkür ederim.Sevginin gücüne her zaman inanmalı insan ve umarım seninde her şey gönlünce olur bu yeni yılda.

      Sil