
Yorgunluğumuz neden mesela? Oradan oraya taşıdığımız dosyalar ya da peşinden koştuğumuz işler yüzünden değil ! Bunları yaparken hayatımızı zorlaştıran insanlara olan bağlılığımız yüzünden, yorgunluğumuz.
Orhan Veli bile demiş "Geç bunları anam babam... Bilirim ben yaptığımı."
Gerçekten neler yaptığımızı bilerek mi yapıyoruz.
Ruhumuzu derin karanlıkta kalan gölgeler huzurunda, denize akıtıp yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Oysa kafamızı kaldırsak, sonsuz mavilikte bir gökyüzü de bizi bekliyor. Kendimizi derinlere gömmekten başka yaptığımız bir gerçek yok.
Mutlu sonla biten masallara ve filmlere güvenme, sadece yok olan ruhumuzun hızlı bir şekilde parçalanmasına neden oluyor hepsi. Tek gerçek kendi hayatın unutma !
Yazmaktan ve okumaktan asla vazgeçme, büyük adam olmak okulunu layıkıyla bitirmeye benzemez. Önce ruhun büyüyecek, acılar büyütecek ve bedenine akacak. Önce aşık olacaksın, sonra iyileşeceksin. İlaçta sensin, zehirde...
Çıkar şimdi tüm kırgınlıklarını, mutluluklarını yaz bak gör o zaman asla kin tutmadan nefret etmeden büyüyeceksin ve kendine daha çok inanacaksın...
gece gece böyle bir yazı okumak etkiledi beni:) insan, derdini tasasını, mutluluğunu gerçekten yazarak salıyor içinden!
YanıtlaSilAh şu kelimelerin sihri olmasa içimizi nasıl dökerdik :) Çok teşekkür ederim.
SilRuh beslemeyi bilmek gerek sözün özü :) elinize sağlık.
YanıtlaSilKesinlikle öyle başka çıkar yolu yok :) çok teşekkür ederim
Silçok iyiydi bu ivit. Yaza yaza oluyor işte. sürekli yazınca oluyor yani. her şeyimizi durmadan yazarak. eh derinler de mavi gökler de :)
YanıtlaSilNe kadar da güzel söyledin. Hepimiz için nice güzel derinlikte yazılarımıza teşekkür ediyorum :)
Sil