Güneşin bulutlar arasında el sallayışına müziklerle cevap veriyor ruhum. Küçük ama raflar dolusu kitapların olduğu bir dükkana giriyorum. Belki de bir kaç kelime ruhuma dokunacak ve beni bu karanlıktan çekip alacak diye umut ediyorum.
Elinde kocaman bir pikap ile bir kadın yanıma geliyor. Birlikte kitaplara göz gezdirmeye, bizi içine sürükleyecek hikayeyi bulmaya koyuluyoruz. Aklımda dolanıp duran tek şey, "aldığımız plakları dinlemeye zamanımız bile olmadı." oluyor. Belki de bir hüzünle gittikleri çöp kutusundan gerçek sahiplerine defalarca el salladılar, belki de doğru kişiyle dinlenmeyi bekliyorlar.
Kim bilir...
3 tane birbirinden farklı, bir o kadar da aynı yalnızlık hissini pekiştiren kitapla dükkandan çıkıyorum. Trafiğin içinde zamanı yavaşlatan ne varsa beni kitabın sayfalarını karıştırmaya itiyor;
"Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutunu ya da yaşamında anlamının hepten yok olduğunu"
Paulo Coelho
Kim bilebilir ki ve kim neden yargılayabilir ki?
Yine evin yolu gözüküyor, ayaklarım geri geri giderken. Ancak saatin ibresi hızla yürütüyor beni. Kapıyı açıyorum, koşarak ağzına kadar dolu olan kül tablasını yeniden doldurmak üzere boşaltıyorum. Mumlarımı yakarak, sensiz boyamaya bile devam edemediğim odama kapanıyorum. Elimde kalemim baş ucumda kitaplarım bir şeyler karalamaya koyuluyorum.
Bu yazıyı okurken aklıma, geçenlerde okuduğum Cahit Zarifoğlu' na ait bir cümle geldi. "En uzun yoldur insanın içi..."
YanıtlaSilelinize sağlık yazı için.
Teşekkür ederim bu güzel yorumun için ben de “yaşamak” şiirini biliyorum çok güzeldir.
SilPlaklar yeniden moda oluyor bu arada :)
YanıtlaSilben de beklerim bloguma :))
Kesinlikle öyle teşekkür ederim yorumun için en kısa zamanda yazılarına göz atacağım :)
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSalamlar deepden gəlirəm. Blogunuzu çox sevdim, çox səmimi yazılış tərziniz var. Mənim blogumda da sizi görməkdən şad olaram..
SilÇok teşekkür ederim, ben de sizi takip etmekten mutlu olacağım bir Adige kızı olarak :)
Silçok güzel bu. biraz da retro vintage nostaljik. sende yazma ruhu var işte bu yazıdan nasıl da belliiii :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Deep, ah bir de şu okul olmasa her gün karalayacağım, her gün okuyacağım :(
Silİnsanın içine işliyor bu yazı. Acayip beğendim
YanıtlaSil