İnsancık

, , 6 comments

Günün aydınlattığı sabaha uyandığımda, yine ruhumu aydınlatamadığımı fark ederek çekildim güneşin yakıcı huzurundan. Bedenim en kaliteli uykuyla beslenerek uyanmıştı renkli sabaha ve ben ruhumun arayışı içinde yeniden uzandım yatağa. Gözlerimi kapattığımda gördüğüm yüzler her zamankinden farklı değildi. Beyaz bulutların ardına gizlenen mavilikler gibiydi sahip olduğum huzur.

Artık önceliklerim daha doğrusu öncelik olarak gördüğüm korkularım yer değiştiriyordu. Geçmişte kalan suretler değildi beni hayal kurmaktan alıkoyan. Bir bütün gün, bir bütün yirmi dört saat yetmiyordu ve ben kendi hayatıma sığamıyordum. Önce defterlerimin altında ezilen hesap makinemi kurtardım düzensizlikten. Saymaya başladım;

- Okunacak çok fazla kitap, araştırılacak çok fazla hayat vardı listelerimi dizdim önüme. Her gün 2 saatimi "en az verebileceğim süreydi" vermeliydim.

- Nefes alıyorduk en nihayetinde arada durup düşünmeye 1 saat ayırmalıydım. Kendimle ettiğim sohbetleri hayatta hiç bir şeye değişmezdim.

- Okul, iş ve diğer bir çok şey günümün neredeyse tamamını kaplıyordu. En az 5 saat.

- Uyku ile aram da düzelmeye başlamıştı, ayrılmaz parçam yeniden yakama yapışmıştı 7 saatimi geçiriyordum eski dostumla.

15 saat şimdiden rezerve olmuştu.

- Her gün yazı yazmak içinse en az 1-2 saat ayırıyordum kendime.

Kocaman bir korku kapladı içimi. Hayatın anlamını kovaladığım yaşam süresinin 22 yılını kocaman bir boşluk ile geçirmiş gibiydim. Önümde bir 22 sene daha olduğunu düşündüm, günleri saatlere böldüm ve kendimle çarptım. Hesap makinem bir an hata verdi. Elim ayağıma dolandı, o anda saate baktım güneş tepeyi zorluyor batmak için inat ediyordu.

Ne ben zamanı durdurabiliyordum, ne de hayatın kolundan tutup sürüklenebiliyordum.

Her hafta sonu yaptığım gibi yine söz verdim kendime. Yoluna koyacaktım akıp giden hayatımı. Belki akrep ile yelkovana söz geçiremezdim ancak harekete geçebilirdim. "Dur önce bir çay demlemeliyim kendime" dedim. Buharı tüten bardağın boşluğu yaktı dudaklarımı.

Açtım kitabın 248. sayfasını. Bitirdiğim her kitap için düzen dileyecektim evrenden. Son sayfaya geldim kapattım sakince, kıvrılmış sayfaları. "Erken kalkan yol alır, hadi dostum uğra bana ve geceyi sabah edelim" dedim.

Eski dostum bana "İki kitap birden okuyorsun, başlamışken devamını getir ki zaman da akmaya devam etsin" dedi. İkinci kitabın son sayfasına geldiğimde çok geç kalmıştım. "Şimdi bunları yarın düşüneceğim" dedim gözlerim kapanmaya başlarken.

6 yorum:

  1. sonra da haftasonu tembelliği yapmak en keyiflisiiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tembellik başlı başına güzel bir eylemsizlik hali :D

      Sil
  2. Bu yazının sesli okumaya değecek bir ritmi var. Bazı yazılar böyledir, kendi müziğini saklar içinde. Devrik cümleler bir orkestrasının birbirinden özel parçaları gibi konuşuyorlar ve kendilerini dinletmeyi de iyi biliyorlar. Eline sağlık :) Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ederim bu değerli yorumun için gerçekten beni çok mutlu ettin. Sevgiler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman bugün bir insan daha mutlu oldu! :) Sen yazmaya devam et, ben de okumaya devam edeceğim :)

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim ben de aynı şekilde sizi okumaya devam edeceğim :)

      Sil