Cam Kırıkları Üzerinde Dans Etmek

, , 3 comments
Evet kahvenizi koyup, laptopu kucağınıza aldığınız o saatlere gelmeye başladık. Ne yapsam, "hmm kendimi mi geliştirsem yoksa oyun oynayarak kafa mı dağıtsam, vs ?" Aslında yapılacak bir çok şey var en iyi bir blog oluşturup içinizi dökmeye başlayın. Nasıl olduysa bir şekilde ben de aynı şeyi yapıyorum. Peki, birileri okuyor mu, okumuyor mu? Bu soruyu sormadan sadece yazın, sonuçta okuyan varsa "okuyan kişiye" yoksa bile bence "kendinize" büyük bir yarar sağlayacaktır. Peki bu işi neden başınıza sardınız? Belki büyük bir aşk acısıydı, sinirlendiğiniz patronunuz ya da okulda gıcık olduğunuz kişilere karşı hislerinizi dökmek. Tabi ki bilimsel yazılar da olabilir ama ben bu kategoriye girmiyorum orası kesin (bir kimya öğrencisi olarak bundan utanmalıyım). Hayır utanmayın çünkü bu normal yaşamdan bir kaçış sadece. Biliyorum normalde hepimizin zaman zaman yaşadığı o müthiş iğrenç bazense neşe dolu duygulara tercüman olmaya çalışıyorum bende. Ehem neyse nereden nereye a dostlar!

İnsanlığın umutlarının solmasından bu yana 2 ay geçti belki de 2 buçuk (evet bu benim hayatımdı). İlk yazım gibi mutluluk dolu şeyler yazamadığım için sizden özür diliyorum. Ancak şunu dinleyin dostlar yalnız değilsiniz; siz mutsuzken sizin gibi mutsuz olan, aynı zamanda mutluyken duygularınıza ortak olan ve birbirini daha tanımayan binlerce insan var. BEN DE buradayım be işte!
Kafiyeli ve süslü sözleri bırakalım artık. Kendimiz olma zamanı çoktan gelmiş. Hala kendine gelememiş bir insan olarak size maddeler sıralayacağım;

  1. "Ulan çık şu evden k*çın kanepeye yapıştı!" diyen insanlara önce bir kulağınızı kapatın. Bu sizin kararınız, evde de insan gayet mutlu olmak için çabalayabilir. Çabalamadı...
  2. Mutsuz olacağınız saatleri belirleyin arkadaşlarım, genelde hava kararınca insan müthiş mutsuz oluyor. 18 yaşından büyüksen yak sigaranı, tak kulaklığını dal uzaklara. Sonra yat uyu ama...
  3. Dışarı çıkacağın zaman bakkala çıkmışsın gibi ol, paçoz dan farkın olmasın. Neden çünkü biz mutsuzuz herkes bilsin ve uzak dursun!
  4. Tüm gün televizyonda sabah kuşağına kitlen; bulaşıklar biriksin, evi b*k götürsün falan boşverrrr kime ne ?
  5. Şu lanet yaz sıcaklarının bittiğini, depresyon hırkana sümüklerini akıta akıta ağlayacağın o şubat ayını hayal et.  
Şimdi bana kızdınız biliyorum bu nasıl şeydir diye. Nedenini siz zamanı gelince anlayacaksınız. Çünkü her mutsuzluğun sonunda bir sıkılma hali gelir. "Yeter leeeynn ben ne yapıyorum" diye çığırırsınız evde. Çık gez kardeşim, arkadaşlarınla yeniden iletişime geç. Aileni ziyaret et mesela çok iyi gelir (kısa tut kısa şişmanlatır bunlar insanı her açıdan). Sonra bakmışsınız güneş doğmaya başlamış gözlerinizin önünde. Aman ha sakın korkmayın çünkü büyük bir olasılıkla bir kaç gün içinde eski halinizi özleyecek beyniniz, hormonlarınız mutsuz olmak için elinden geleni yapacak. Buna izin vermeyin, tabi olmuyorsa da zorlamayın.

Geçecek geçecek bir şekilde, biz cam kırıkları üzerinde dans eden insanlar batan camları çıkarmayı iyi biliriz...

3 yorum:

  1. Aslında biliyormusun, ruhunu veriyorsun. Abluka altına alınmaktan kurtulmuş transparan ruhunun hücreleri nüfuz ediyor vücudundan, dışarı. ve bu ruhu hissetmek, bu yazdıklarını tekrar tekrar okunmasına yol açıyor olucak ki, müthiş bir anlatımın var okucuyu sende tutan. Evet ciddiyim, bu oldukça önemli. ve ben. yazılarını uzun bir süre sıkılmadan okuyabilirim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim boyle guzel bir yorum beni cok mutlu etti :)

      Sil