19 Ekim 2015

, , No Comments
Hurharca ve yeniden Harry Potter okumaya başlamışken, kendimi çok farklı bir dünyada buldum seninle. Canımı acıtan tek bir nokta vardı ki giriş sayfasında
"En sevdiğim insandan; en sevdiğim seriye. Sevgimiz Harry Potter kadar güçlü ve sonsuz olsun" yazan not oldu.


Her zaman olduğu gibi ben astronomi kulesinde eşsiz Hogwarts manzarası izlerken, senin beni çapulcu haritasından bulup yanıma gelirken ki yaşayacağım heyecanı hayal ederdim. Belki de bazı geceler kaçıp, yasak ormana gideceğimiz gerçeği. Ve bunun üstüne tabi ki birer Griffindorlu olacağımız açıktı. Sonra yeni yıla girerken sen arkadaşlarınla sihirli satranç oynarken bende bir sürü tatlının olduğu masanın başında olacaktım.

Sen animagus gibi şekil değiştirebilecektin ve tabi ki ikimizin patronusu da "Geyik" olacaktı. Gerçi benim patronusum gerçekten bir geyik ve beni sonsuza dek korumaya devam edecek.


Birde 6. senemize geldiğimiz de Hogsmeade'ye gidip Üç Süpürge'de birer kaymak birası içecektik. Hatta kafamız güzel olduğunda arkadaşlarımızı toplayıp "Bağıran Barakaya" girmeye cesaret edecektik.

Hagrid'in evinin yanında duran Hipogrif yani "şahgaga"ya binip karagöl üzerinde rüzgar saçlarımızı yalayıp geçerken özgürce bağıracaktık.

Quidditch'in en iyi 3 kovalayıcısından biri sen olacaktın. Ama ben kesinlikle arayıcı olacaktım. Tabi ki kariyerimiz spor üzerinden değil, bilimsel daha doğrusu büyüsel araştırmalar üzerine olacaktı. Sen mesela bitki bilimi üzerine giderdin ama çok iyi de seherbaz olurdun. Bense SBD'leri geçmek için deli gibi bütün okulu umutsuzca koşturur. Hatta çoğu zaman derslerden kaçarak, kelid aynasının bulunduğu odada senle birlikte olduğum zamanlara bakarak hayaller kurardım.


Zaten hepsi hayal, tek eksiği sana yeniden yeniden ve yeniden anlatıp birlikte yaşayamamakta. Seni bu kadar kırıp mahvedecek, kendimden bu kadar uzaklaştırmaya itecek ne yaptıysam lütfen beni affet, seni seviyorum ve teşekkürler...

0 yorum:

Yorum Gönder