Sonbahar

, , No Comments
O akşam sırf makarna yapabilmek için, büyük bir sorumluluk alarak soğuk ve yağmurlu gökyüzünün çekim kuvvetine kapıldım. Yürüyeceğim yol sadece 5 dakikamı alabilirdi benden, bense 1 saatimi verdim uğruna. Sorsalar "neden?" diye. Kağıda dökemediğim hikayelerimi zihnimle münakaşa ettirmem gerekiyor, cevabını verirdim.

Sonra bir bakış tüm acıların toplamı kadar, ne fazla ne de eksik. Bir kutunun içine koysalar gözlerimi, bir ömür yetecek kadar çok hikaye anlatır bu sonbaharda. Ortaya çıkan film senaryosu ise şahane olur, oyunculuklar sıradan ama görüntüleri de bir o kadar destan yaşatırdı.

Su gibi akıp gitti zaman, elimi rafın en arkasına doğru uzattım. Yine ölüm takıldı düşüncelerime, bir kaç saniye de boş market raflarının önünde kaybettim. Aslında çok gizli bir formülüm vardı hayatımdan çalınan zamanı yerine koymak adına. Dünya denilen küre dönmeye devam ettikçe ve çocukların gülüşleri kuşak gibi sararken dört bir yanını, gitmekle kalmak arasında dans eden ruhlar. Hepsini kara tahtada sağlama işlemine soksak formülün izleri ancak çıkardı ortaya.

0 yorum:

Yorum Gönder