Fısıltı

, , No Comments
Bir şeyler var biliyorum, yeni dünya düzeninden uzakta kalmış birileri mesela?

Birileri dedim de "her zaman bir sıkıntı, dert" oluyorlar içimize

Thomas More Ütopya''da der ki "Sürekli acı çekmek zorunda olacağımız bilsem kendimi yaşamdan kurtarırdım."

Oysa hayatlarımız "Borderline" olmuş şeklinde devam ediyor. Ne acı devamlılığını sürdürüyor ne de mutluluk. Bazen ise hiç bir his kalmıyor insanın içinde, gökyüzü küsüyor yağmurlara ve bulutlardan uzaklaşarak karanlığa teslim ediyor kendini.

Delirmek istiyorsun, hayatı unutmak yeniden başlayabilmek için oysa ki peşini bırakmayan tonlarca şey var. Katıksızca güçlenmek istiyor bedenler, geceleri karanlıkta görebilmek kaybolanları ve gündüzleri aydınlanan yer yüzünün kirinden arınmak.

Aşkı anımsatan ve çağıran hiç bir kelime fısıldanmıyor kulağa. Bu hayata düşmeyi biz seçmiyoruz bir takım olaylarca itiliyoruz sadece.

Hoşlandığını bile söyleyemiyorsun ki gideceğini bildiğinden. Oysa ne zaman "Seni seviyorum" dese "Ben de..." diyerek, yalana ortak olmayı tercih ediyoruz.

Üzerinde yaşamadığımız dünyanın yerinde, yaşıyormuş gibi yürümeye devam ediyoruz. Toprağın her bütünü içine çekmesi kadar biz de çekiliyoruz yalanlara.

Sevdiklerimizi, bizi büyüten insanları kaybediyoruz gözümüzün önünde. Yola devam etmek zorunda kaldığımızdan devam ediyoruz. Biz gibi onlar da birer araç olmaya devam ediyor ve yeni araçlar için yok oluyorlar. Büyümek için zaman yetmiyor bazen kaçmayı seçiyor zihinler.

0 yorum:

Yorum Gönder