Renklerden Beyaz

, , No Comments
"Sınıfımızın matrak grubu; Salvo, ben, İrem, Sena ve Nesli Türk-Alman kitapevinin medar-ı iftiharlarıyız."

Almanya maceramıza, Türkiye'den başladık bir kaç hafta önce hep beraber. Ne kadar hızlı o kadar yakın, gidişimiz bekler bizleri.

Şu aralar düşündüğüm tek şey, Şefika'yı Almanya'ya nasıl götürecek olmam. Ne onla ne de onsuz yapamayışım çoğu kez. Çünkü o benim birtanecik kızım ve ben onsuz uzaklarda kalmaya dayanamam. Belki Nesli evlenmezse, hep birlikte eve çıkarız Münih'te ve şefikacığım da bizimle ömür boyu mutlu yaşar.

Lisans tamamlamak için başvurmak istediğim 2,3 okul varken. Okulda bırakmak istemediğim canım hocama yine de danışmadan yapamayacağım sanırım. Bakalım o bu olaya onay verecek mi? Tabi birde şu lanet sınavda kurumu yüksek geçmem gerektiği gerçeği. Aynı zamanda tercümanlık yapabilmek içinde, sınava gireceğim ki almanca yazışmaları yapabileyim.

Şimdi ise Taksim'in renkli insanlarına gelelim. Binlerce kültürün bir arada olduğu küçük bir ülke sanki. Bende anılarımın üzerine perde çekebilmek adına yeni bir yol denemeye başlıyorum. Gittiğimiz, gördüğümüz, heyecanlandığımız, üzüldüğümüz ve nefret ettiğimiz ne kadar yer varsa tek tek gidiyorum. Nerede ne yaşanmışsa bir fotoğraf karesi yakalıyorum. Birlikte geçen zamanlarımız makinemde birikince hepsini bastıracağım, arkalarına nerede ne yaşadıysak bir bir not alacağım. Her bir karede onu son bir kez daha seveceğim ve birer birer yırtacağım bütün anıları. Gerçi bunu yapacağımı söylediğim bir iki kişi de "Bunları yapacak kadar bile severken nasıl sileceksin, sevme bu kadar" dese de, daha ne kadar acır ki can.

Denemekten zarar gelmez ve bir gün belki bütün siyahlar beyaza çalar hayatı. Işık çarpar üzerine ve tüm renklerim yeniden etrafa saçılır...

0 yorum:

Yorum Gönder