"Dolambaçlı, rüzgarlı çalılıkların ardında
Yeşilliklerde yuvarlanır düşerdik.
Bir huysuzluğun vardı, benim kıskançlığım gibi
Fazla sıcak, fazla doyumsuz.
Beni nasıl terk edebildin?
Sana sahip olmaya ihtiyacım olduğunda
Yeşilliklerde yuvarlanır düşerdik.
Bir huysuzluğun vardı, benim kıskançlığım gibi
Fazla sıcak, fazla doyumsuz.
Beni nasıl terk edebildin?
Sana sahip olmaya ihtiyacım olduğunda
Senden nefret ettim, ama seni sevdim de
Gecede kötü rüyalar
Kavgayı kaybedeceğimi söylediler
Uğultulu tepelerimi ardımda bırakıp
Oh bu kararıyor, yalnızlaşıyor
Senin diğer tarafında
Çok özledim, yerimi buldum
Sensiz düşüyorum
Aşka geri döndüm, zalim Heathcliff
Benim tek rüyam, tek sahibim
... "
Saçma sapan çevirilerin en güzeli, şu aralar dinlediğim tek şarkı.
Birini silmeniz gerektiğinde ruhunuz kanaya kanaya yapacaksınız. Tek bir kelimenize bile değer vermeyen bir insanı nasıl hayatınızda tutmaya devam edebilirsiniz ki. Terk edilmeyi hak ettiyseniz hak etmişsinizdir ve buna isyan etmeye de yüzünüz olamaz. Zaten biri gitmişse sizden, sizi yeterince tanımamış ve yeterince sevmemiştir. Gerçekte şudur; kimse sizi kendinden daha çok sevememiştir ve önemli olanda insanın önce kendini sevmesidir ki karşısındaki insanı sevebilsin.
Hayatınıza giren ve çıkan her kişi de ayrı ayrı özeldir aslında. Hepsi size apayrı bir acı ve apayrı ders verir. Acı çekmek bir kaçış değil, düşlerine inanmaktır, böylece gerçekleşmeyen her düş acıyla yeni bir umut getirir.
Mesela yağmurlu havaları sevmez bir çok insan, ben ise yağmuru ve sisli havaları daha olumlu bulurum. Çünkü siyahın zıttı her zaman beyazdır.
Teoman'ın da dediği gibi;
"Aynaya bakmam
Kendimi bilmem
Hayat acıtınca
Dünyayı sevmem
Ne yazık ki tek tabanca
Serseri doğdum
Serseri öleceğim..."
Her zaman kapıları kapar ardımıza bakar üzülürüz. Sonuna kadar üzülmek önemlidir, dibinde kalacak bir damla bile bulamayacağınız noktaya kadar.
Sadece kendinizi sevince, onu daha çok sevecek olmanızdan asla korkmayın. Bırakın bu gerçeği sadece siz bilin uzaktan da olsa sevmek, insanı asla pişman etmez...
Ve son olarak;
"sarhoş olsak ya,
kimiz unutsak ya,bulut olup iç içe
bardaktan boşalsak ya sarhoş olsak ya
tek vücut olsak ya
yüksek doz aşk alıp burda mutlu ölsek ya
yıllar önceydi,
çok da güzeldi şimdi düşününce
benimsin demiştim
ben de senin
renkli rüyalar otelinde
kapıları çalmıştım
cevapsız savrulmaya
hiç atmayan kalpleriyle insanlara
ama sen farklısın
dedim,dedin ki sense
'dikkat et sadığımdır sadece
KENDİME!' "
0 yorum:
Yorum Gönder