Defterin Anısı

, , 2 comments
Ellerinde karlar eriyor çocukların sokaklarda. Camda küçük kız, kedisi ile kafa kafaya vermiş izliyor çocukları. Kayıp giden hayallerimi izlediğim gibi ama kızamıyorum sana; çünkü nereden bileceksin şuan neler hissettiğimi, neler okuduğumu ve neler yazdığımı.

Sen nereden bileceksin su bulamayan gezginin, bir damlasına yana yana beslediği aşkı. Yıldızların kaybolduğu gecelerde gökyüzünün neler çektiğini. Her kahraman farklı bir dünya taşır ruhunda. Nitekim doğru söze gelirsek, büyük üstat ne demiş "Sevse terk etmezdi azizim, terk etmek için 100 neden sunulsa önüne bir sebep yeterdi seni kalbinde tutmaya. Bırakmazdı azizim bırakmazdı." Bundandır ki sen nereden bileceksin; sensiz geçen geceleri. Konuşamayan ellerin kırık kalplerini.

Sende bana kızma n'olur, yalnız kalan gökyüzü yıldızını nasıl ararsa ve gezgin sıcağın baskın şükrüyle nasıl koşarsa seraplara.. Bende yeniden kalbine girebileceğim gün için öyle yanıyorum işte bu gece.

Hem kolay mı buldum ben seni bu puslu dünyada, dile kolay 18 sene bekledim sonra 20'ye tamamladım ömrümü. Sensiz bir yıl geçmiş zor mudur, zordur ancak yeniden geleceğini bilirse bir 18 sene daha beklemeye razıyım bende azizim.


2 yorum: