Yalanlar Büyürmüş

, , No Comments


Bu hüzünler ve ayrılıklar olmasaydı, sanat iki dudağın arasına nasıl yerleşirdi bilemiyorum.

Sigaranın dumanı ardında sislenen odanın içinde hasretle yanan kalpler ve yarım kalmış hayaller, nasıl kelimelere dökülürdü. İnsan bu insan, her zaman en çok değer verdiklerini kaybetmek zorundaymış gibi yaşar sadece. Aynı insan, binlerce maske takar yüzüne ve zamanı gelince nefret ettiğini dile getirdiği insanları bile yeniden seviyormuş gibi yapar. Sonra mağlubiyeti eline verir zamanında değer verdiğine inandırdıklarının.

Yarım kalan saniyelerle, akmayı bırakır zaman. Şişenin içindeki su bile bitmek istemez, vücuda karışmaktan çekinir. Ve dediğin gibi; insanların çirkin yüzüyle karşılaşır küçük kız. İnanmak istemediği yüzleriyle... 

Nefret etmeyi öğrenir sevdiklerinden. Nefret ettikçe de burkulan ruhu biraz daha büyür...

0 yorum:

Yorum Gönder