Çırpınışlarına Bir Son

, , No Comments
"Kendime yaptığım büyük haksızlıktı, nasıl olsa birazdan geçer diye içimdekileri yutmaya devam edemezdim" dedi karşı masasında duran kadehlere. Kafasını bir kez kaldırsa, duman altında kalmış odanın hiçliğine kapılmaktan dönecekti.

Geç anlamıştı, çok geç kalmıştı içinde bulunduğu durumu zihnine yerleştirmekte. Perdeleri sık aralıklarla kapanmış odada televizyonun ışığı karşısında, elinde külü yere düşmekte olan bir sigara ile baş başaydı. Hayali bir eldi saçlarının arasından geçen, göğüsündeki sıkışmaya engel olamıyordu.

Işıkları açın diye bağırdı. Camın önüne boylu boyunca uzanmış iki kişi vardı, biri kafasını kaldırıp kan çanağına dönmüş gözleriyle "kes sesini!" diye inledi. İçindeki karanlığa perde açamamış bir kadının, ışığı açmak istemesi olağan dışıydı herkes için.


Koltuğa kıvrılmış kalmış tek beden onunkisiydi. Elindeki sigarayı kül tablasına koymak için eğildi. Mutfak kapının odaya açılan eşiğin duran adam "Ne zaman bitiriyoruz bunları" diye sordu. "Aklım almıyor, katlanamıyorum artık gitmeye" dedi.

"Seni çok iyi anlıyorum, bitir artık." dedi

odaya dumanlar saçıla saçıla girmeye devam ederken. Şu güne gelmişti, yolunu kesecek bir diken parçası bile kalmamıştı ruhunda. Neden hala bu kanepede oturuyordu "aklı almıyordu"

Çok geç anladığını, iki saatlik kısa uykusunda yaşamıştı. Engebeli yollar ardında onu bekleyen ve derinliğinde boğulmayacağı sulara açılmak istiyordu. Gözlerini açtığında daha derin nefes alabildiğini hissediyordu. "Neden geçeceğini umarak bekledim, kağıt kalem getirin bana" diye seslendi. Mutfak kapının eşiğinden ayrılmamış olan adam iki adım geri çekilerek karanlığın içinde kayboldu. Döndüğünde elinde bir tomar bulmaca sayfası tutuyordu. "Başla hadi, kalk şu kanepeden" dedi.

Kalemin her oynayışında yepyeni kelimeler dökülüyordu tozlu yapraklara. Bir tomarın hepsini simsiyah olana kadar karalamış, aklına ne gelirse yazmıştı. Sonra ayağa kalktı "Ben eve gidiyorum" dedi. Saat daha sabahın 4'üydü, kendini sokağa attı. Karanlığın içinde sakin adımlarla bir sağa bir sola savrularak yürümeye başladı.

Gün ağarana kadar sahile doğru yürüdü. Son bir sigara sardı cebinde kalan yarım tütünüyle. Kuşların hazin çırpınışları ardında kayaların üzerine tırmanıp sigarasını yaktı derin maviliğin sessizliğine karşı.

"Çok geç anlamışım, sevgisizliğe bir son vermeyişimi."

0 yorum:

Yorum Gönder