Sözüm Ona İnsanlara

, , No Comments
"Mutualizm, farklı türlerden iki canlının karşılıklı yardımlaşarak her iki tarafa da yarar sağlamasına dayalı olan bir ortak yaşam biçimidir."

diye açıklanır. Ancak insan türünde mutualist formda görülen karşı tarafı, yarardan çok zarara sokan türlerde mevcuttur. Kadın ya da erkek olmasının hiç bir öneminin kalmadığı o ince çizgidir. 

Hikayenin oluşum aşamasında bir kişi vardır ve diğerinin sırtından geçinmeye çalışır. İster duygularını sömürür bir tüccar kılığında, ister hayatının en güzel dakikalarını çalar dost ayağına. Karnı doyduğu anda uzaklaşmaya başlar tek bir kelam bile etmeden. O saatten sonra kemirilen beden kalıntısından geriye sadece yarım bir ruh kalır. 

Acıyı, boğazını kesen bir soluk kadar net hisseder. Korkusu yalnız kalmak değildir, sadece yanlış müsveddeleri karalamış olmanın yanılgısına düşmektir. 

 Bir sokak boyunca yeni yıkanmış, ıslak çamaşırların asıldığı gerim gerim gerilen ipler gibi ağırlaşmaya başlar bedeni. Kurtulmanın tek yolu Hasibe teyzenin çamaşırları üzerinden toplamasını beklemek olur. Bazense bir rüzgar eser ve mandalın bile ipe tutunamadığı o anda savrulup gider tüm pişmanlıklar. 




Kısacası Dostoyevski'nin de dediği gibi;

"Böylesine güzel bir gökyüzünün altında, bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyordu."




0 yorum:

Yorum Gönder