Ehem neyse, o günden beridir (hatta rüyalarımda bile bazen sarılırken görüyorum) makinemi yanımdan ayırmıyorum. İşte bugün de o ayrı kalamadığımız günlerden biriydi. Saat neredeyse 17.00 olmuş iken, çocukluk arkadaşımla birlikte Kadıköy'e indik. Önce motivasyonumuzu alabilmek için Liberta'ya oturduk.Her zaman gittiğimiz yerdi zaten ne motivasyonu bekliyorsam. -Zıkkımlanıyor bunlar abi koş koş.-
Çıktık Rıhtımın kalabalık sokaklarından, Modanın ara sokaklarına uzanan kısa bir yolculuk yaptık. Önüme ne kadar kedi çıktıysa severken çekmeye çalıştım onları. -Ne yazık ki çok hastaydılar :(- Size önerim, kedileri çekerken önce bir gidip güzelce sevin, hepsi size birden şebeklik yapmaya başlayacaktır.
Huysuzun gözlerindeki sinirli bakış sadece 2 saniye sürdü. Kendini ordan oraya atarken, fotoğraf çekmem için bana fazlasıyla zaman kazandırmıştı. Ancak elimde sadece bu fotoğraf kaldı :( Sürekli hareket halinde olan şeyleri çekmek daha kolay, çünkü bir dinamiği var. Bence denemeniz için değerler.


Son olarak evden hangi ruh hali ile çıktığınızın hiç bir önemi yok. Sadece kendizi "fotoğraf çekicem ben öhem, vakit geçer" şeklinde şartlamayın. Fotoğraf çekmeyi gerçekten istediğiniz anda fırlayın. Üzgünseniz, hikayeleriniz daha duygusal şekillenir; mutluysanız daha ışıltılı şekillenir.
Kalbinizdeki bütün duyguları fotoğraflarla şekillendirmeniz dileğiyle;
İçinizdeki çocuğu gülümsetmeyi de unutmayın...
O ağacı görünce, çekmek istediğim bir fotoğraf aklıma geldi. Aynı kareyi yakalamaya çalıştım fakat akşam olduğundan istediğimi yapamamıştım. Harika kareler ortaya çıkmış! :)
YanıtlaSilEmeğinize sağlık, efendim :)
Yorumunuza sağlık çok teşekkür ederim, gören güzel gözlerinize. umarım en kısa zamanda hayalinizde ki sahneyi yakalayabilirsiniz sevgiler :)
SilTeşekkürler benden, efendim :)
Sil